![]() |
Bağdat |
8. Yüzyılın ortalarına doğru,
islam coğrafyasının halifeleri İrak'ı devletin merkezi olarak tayin ederler.
Başkentleri Bağdat'ta muhteşem bir bilim devrimi başlar.
762
yılında halife Mansur, dönemin en iyi astrologlarını, devletin başkentinin
nereye kurulacağını kararlaştırmaları için toplar. Çeşitli hesaplamalar ile
yıldızlardan okunan tavsiye şöyledir: Halife, başkenti Dicle'nin kıyılarından
birine kurmalıdır.
Bu
gerçekten yerinde bir tavsiyedir. Dicle , Fırat ile birlikte bölgeyi sulayan
iki büyük nehirden biridir. Astrologların belirledikleri yerde İslam
coğrafyasının ticari yolları ve kanalları keşişmektedir. Şehir hızla yükselir.
Bölgenin köylüleri ona bir zamanlar orada bulunan küçük bir köyün adını
verirler: Bağdat.
Bağdat
hızla gelişir, ticari hayatın yoğun olduğu mahalleler halifenin sarayını ve ulu
camiyi çevreler.
Ticaret
malları islam topraklarının ve dünyanın dört bir köşesinden gelir. Çin,
Hindistan, Afrika... Bu nadir ürünler, baharatlar, el yazmaları veya değerli
taşlar; prenslere, büyük tüccarlara ve eşrafa mutluluk getirir. Yüzlerce
hamam, şehir sakinlerine ve İslam medeniyetinin bu en güçlü şehirinin
cezbettiği ziyaretçilere kapılarını açar. Nakışlı kumaş üretiminde uzmanlaşan
bir atölye saraya çalışır. Şehrin kurulmasının ardından yirmi yıl geçmeden ,
Halife Mansur'un yerine gelen Halife Harun Reşid'in emriyle ilk hastane inşa
edilir.
Bağdat'ta
, 8. Yüzyılda kağıt hamuru üretilmektedir. Bilgiler, kağıda yazılınca daha
kolay yayılırlar. Parşömenden daha ucuz olan kağıdın formülünün, çinli
mahkumlardan özgürlükleri karşılığında alındığı anlatılmaktadır. Artık Bağdat ,
edebiyatın, sanatın ve bilimin başkenti olmaya aday bir şehirdir.
Bağdat'ta
İslam medeniyetinin tüm Orta Çağ boyunca sürecek bilim destanı başlar.
Bir
hikmet evi
Bağdat'ın
ve tüm islam coğrafyasının alimleri Halife Harun Reşid'in yönetimi altında
kurulan Hikmet Evi'nde (Beyt'ül-Hikme) toplanırlar. Orada , kütüphanede
çalışırlar, öğrencilerini kabul ederler; din, felsefe, bilim vb. Üzerine
konferanslar verirler. Bütün alimlerin aynı mekanda toplanarak çalışmalar
yapması fikri dâhicedir ve diğer şehirlere de yayılır. Kültürlü ve varlıklı
kişiler, İslam coğrafyasının diğer şehirlerinde de Hikmet Evi'nden daha küçük
evleri ve kütüphaneler kuracaklardır.
Bizans'tan
ödünç alınan eserler
Harun
Reşid'in oğlu Me'mun 9. Yüzyılın başında babasının yerine geçer. Bilimlere
tutkun olan yeni halife , şehirdeki alim sayısını arttırmanın yollarını arar.
Bunun için, İslam topraklarının her yerinden Hint, Pers ve Yunan yazmalarını
toplatır. Bazılarının tarihi yedi yüzyıldan daha eskidir. Bugünkü Istanbul'da yaşayan
Bizans İmparatorun'dan kütüphanesinin bir kısmını isteyerek bilim ve edebiyatla
ilgili tüm eserleri, matematik ve felsefe yazmalarının bir kopyasını çıkarmak
üzere ödünç alır.
Şimdi
bir problem ortaya çıkmıştır; metinlerin çoğu Yunancadır! Arapçaya tercüme
edilmeleri gerekir. Halifeler gibi, tüccarlar ve zengin devlet görevlileri bu
faaliyetleri maddi olarak desteklemek konusunda cömertçe birbirleriyle yarışa
girerler. Bu sayede antik Yunan bilgisi unutulmaktan kurtulur. Bu şekilde Benû
Musa olarak bilinen üç erkek kardeş babalarından miras kalan serveti Yunanca
mekanik eserlerini tercüme ettirmek için harcarlar. Sonra kendi becerileriyle
mekanik alanında ilk arapça kitabı, mekanik kitabı adıyla kaleme alırlar. Esas
olarak otomatlar hakkında olan bu eser, Bağdat'ın varlıklı kişileri katında
büyük bir başarı kazanır. Saraylarını tefriş etmek ve misafirlerini eğlendirmek
üzere otomatlar yaptırırlar
İslam
coğrafyasının haritası
Halife
Me'mun'un amaçlarından biri, bir dünya haritasının yanı sıra İslam
coğrafyasının güvenilir bir haritasına sahip olmaktır. Topraklarını tanımak ve
halkını daha iyi yönetmek için bu haritaya ihtiyacı vardır. Bunun içün,
şehirlerin kesin konumlarını ve aralarında ki uzaklığı bilmek zorundadır.
Me'mun Bağdat'ın astronomlarından bu konuda çalışmalarını ister.
Bilginler
bu araştırmaları büyük bir tutkuyla yapacaklardır. Şehirlerin konumları nasıl
belirlenir? Ve bu şehirleri harita üzerine yerleştirebilmek için aralarında ki
uzaklık kesin olarak nasıl hesaplanabilir? Bilginler bu görevle İslam
topraklarını dolaşırlar en büyük şehirlerin enlem ve boylamlarını belirlemeyi
başarırlar. Bunun içün gök olaylarından, özellikle de güneş ve ay tutulmasından
yararlanırlar.
Halife
tarafından ısmarlanan haritayı tasarlamak için astronomlar , 2. Yüzyılda
yaşamış yunanlı bir coğrafya âlimi olan Batlamyus`un imzasını taşıyan bir
haritadan yola çıkarlar. Bu harita üzerinde ara sıra önemli düzeltmeler
yaparlar. Örnek olarak, Hint Okyanusu`nu bir iç deniz olarak gösteren
Batlamyus`un aksine Hint Okyanusu`unu bir açık deniz olarak çizerler.
Astronomlar Batlamyus'un haritasına şehirler yerleştirerek kendi haritalarını
yaparlar.
Kaynak: Kaknüs yayinlari
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen